Amfora nedir?
Amfora; karşılıklı ya da iki taraflı anlamındaki Yunanca “ampi” ile yine aynı dilde taşımak fiilinden türetilen “phoros” kelimesinin birleştirilmesinden oluşturulmuştur.
Kısaca iki kulplu antik çağ testisi olarak tanımlanabilen amforalar antik dönemde çeşitli gıda ve malların taşınması ve saklanması amacı ile kullanılmış, kilden mamul, iki kulplu, ağızları tıkaçla kapatılabilecek şekilde dar ve dipleri genellikle sivri olarak yapılmış testilerdir.
Taşıma verimliliğini artırmak bir gemiye en az alanı kaplayarak en fazla amforayı dolayısıyla malı yükleyebilmek, fırtınalı havalarda denizin yaratacağı zararı en aza indirebilmek için sivri dip formunda yapılmışlardır. Gemide istifleme avantajı sağlayan sivri dipler, birbirlerini sıkıştırarak, birbirlerine çarpma ve kırılma riskini en aza indiren formlardır.
Marsilya açıklarında bulunan 33 m. uzunluğundaki Grand Conglue batığının 10.000 amfora taşıdığı tespiti amforaların istifleme avantajının çarpıcı bir kanıtıdır.
Amphoralar ile taşınan yükler arasında başta şarap ve zeytinyağı olmak üzere pekmez, bal, sirke, süt, zeytin, üzüm, incir, tuzlanmış balık ve balık sosları, kurutulmuş av hayvanı etleri, hububat, reçine, zift, lambalarda kullanılan yağ vs. yer alır.
Dünyanın en eski amforası olarak bilinen amfora MÖ. 3000 yıllarına ait Troya amforasıdır. Troya kazılarında çıkarılmış örnekleri İstanbul Arkeoloji Müzesi Troya salonlarında sergilenmektedir.
Su altı arkeolojisinin büyük bir bölümü batıklarda ki amforalarla uğraşır.
Amforaların incelenmesi sonucu antik dünyanın deniz yolları, o dönemdeki deniz ticaretinin niteliği, antik şehir devletlerinin ekonomik yapıları, ürettikleri ve sattıkları ürünler, ticari faaliyetlerini nerelere kadar yaydıkları gibi birçok bilgi elde edilebilmiştir.
Amforalar deniz taşımacılığı dışında da antik çağ insanın hayatında yer sahibidir. Bazı tapınaklarda üzerinde şahıs isimlerinin yer aldığı amforalara rastlanması bunların tanrılara adak sunmak için kullanıldıkları ve isimlerin de adak sahipleri oldukları şeklinde yorumlanmış, Smyrnalı Homeros İlyada’da Akhilleus’un, zeytinyağı ve bal dolu amforaları ölü hediyesi olarak arkadaşı Patroklos’un mezarına bıraktığını anlatmıştır.
Deniz dibinde bir amforaya rastlanması durumunda en yakın müzeye haber vermek gereklidir.
Bireysel olarak deniz dibinden amfora çıkartmak, onu sahiplenmek yasak olup etik de değildir. Çünkü çıkarılacak herhangi bir amfora oradaki batığın izini gösteren son işaret olabilir ve o batığın bulunarak bilim dünyasına sunulma imkânını sonsuza dek yok edebilir



