Francesco Petrarca kimdir?

Francesco Petrarca, “İnsanın kendisinden daha büyük düşmanı yoktur.” ,
“Barışın beş düşmanı içimizdedir; açgözlülük, hırs, haset, öfke ve kibir. Bunlar ortadan kaldırılsa, hiç şüphesiz daimi bir barış içinde yaşardık”,
“Öğrenmekten başka mutluluk duyumsamıyorum.”,
“Fazilet, şiddete karşı silahlanacak ve savaş kısa olacaktır.”,
sözlerinin sahibi olan ilk hümanist ve modern anlamda ilk lirik İtalyan şairidir.
Petɾaɾca, 1304’te Aɾezzo’da dünyaya geliɾ. Öğrenimine Fransa’daki Carpentras’da başlar. Dönemin ünlü Latince hocalarından dersler alır. Daha sonra babasının ısrarıyla hukuk öğrenimi görmek üzere Montpellier Üniversitesi’ne gönderilir, henüz 12 yaşındadır. Antik kültüre olan yoğun ilgisi nedeniyle, çalışmalarını edebiyat alanında yoğunlaştırır. Hukuk öğrenimini döndüğü İtalya’da Bologna Üniversitesi’nde sürdürür.
Özel din görevlisi olarak çalışmaya başladığı Avignon’da birçok şiirine konu oluşturan Laura’yı bir kilisede görüp âşık olur, ama ulaşamadığı bu kadının kimliğini hiçbir zaman açıklamaz.
Peter Burke “Avrupa’da Rönesans Merkezler ve Çeperler” adlı çalışmasında Petrarca’nın 1330’larda çıktığı Fransa ve çevresini kapsayan Kuzey Avrupa yolculuğu sırasındaki antik kültür incelemeleri ve daha sonra ziyaret edeceği Roma’da antik kalıntıları görüp etkilenişi ile ilgili olarak;
“…….başarısızlıkla sonuçlanan bir Grekçe öğrenme girişimi olmuştu. Asıl hayranlık duyduğu ise Antik Roma’ydı. Roma kalıntılarının görüntüsü, onu derinden etkiliyor ve Antik sikkeler topluyordu. Antik Romalılarla tanışma arzusu öyle boyutlara varmıştı ki, Cicero ve Seneca’ya mektuplar yazmıştı” ifadelerini kullanır.
1340’a gelindiğinde Petrarca, hemen tüm Avrupa’da dikkatleri üzerinde toplamış, hem Roma Senatosunun, hem de Paris Üniversitesinin, kendisine önerdiği baş şairlik tacından senatonun teklifini kabul etmiştir. Napoli’de Kral Roberto’nun huzurunda gerçekleşen zorlu bir sınavın ardından 1341’de düzenlenen bir törenle baş şairlik tacını giyer. “
1348’deki büyük veba salgınında birçok dostu yanı sıra Laura’yı da kaybeden Petrarca bundan sonradır ki “Ölümün Utkusu”nu yazar.
1351’de Paρa sekɾeteɾliği göɾevini geɾi çeviɾiɾ ve Avignon’daki paρalık meɾkezine kaɾşı olduğunu belirtir.
1362’de Venedik’e taşınır.
1374 Temmuzunda yaşamının son dönemini geçirdiği Arquà’daki evinde ölür. Yaşadığı ev müzeye dönüştürülür, kasaba onun adını alır (Arquí Petrarca) ve 2004’te gerek Arquí Petrarca `da gerek Padova`da Petrarca`nın 700. doğum yıldönümü kutlamaları düzenlenir.
“Etnik ve dilsel farklılıklarına bakılmaksızın farklı kişi ve halkların evrensel kültür şemsiyesi altında bir araya toplanabileceği”ni savunan Petrarca üzerine yazılmış en önemli biyografiler arasında Abbe de Sade’ın üç ciltlik “Francesco Petrarca’nın Yaşamıyla İlgili Anılar”adlı eseri yer alır.
Hakkında Söylenenlerden…
“Petrarca’nın milli dili kullanışı ve Antik kültürü araştırıp incelemesiyle Kilise’nin yaydığı karanlık ve sıkıntılı havada etkisi Dante kadar derin olmamakla birlikte, ondan daha devamlı olmuştur.”
“Dante ve Petrarca” Murat Uraz
“Bir geç Ortaçağ düşünürü olarak Rönesans’ı müjdelerken, düşüncesinin arka planını kaçınılmaz olarak Hıristiyan dünya görüşü oluşturuyordu. Ama o, sıkı sıkıya bu dünyaya bağlıydı. Düşüncesinin ağırlık merkezini, aslında “kendisi” oluşturuyordu; benliğini, kişiliğini yaşayıp duyumsamış olan ilk modern birey diyebiliriz onun için. Petrarca’ya göre insanın en büyük ödevi “Kendi” sini geliştirmesidir.”
“ Ortaçağ’dan Yeni Çağ’a Felsefe ve Sanat” Engin Akyürek
Petrarca’nın eserlerinden bazıları;
– “İç Dünyam”
Petrarca ile Aziz Augustinus’un Hakikat huzurundaki üç konuşmasından oluşan otobiyografik bir incelemedir.
Petrarca bu yapıtta, dünya işlerinde kendinden başka bir şey düşünmeyen ve yanlışlar yapan insanın bile Tanrı’ya ulaşabileceği umudunu dile getirir.
– “Alınyazılarına Çareler Üzerin”
-“İsa’nın Mezarına Yolculuk”
-“Dinsel Huzur”
– “Tanıdık Olayların Kitapları”
– “Geçmiş Olayların Kitapları”
– “Ünlü Kişiler Üzerine”
Antik Roma’dan ve İncil’den alınan bazı kişilerin yaşamlarını anlatan otuz dört biyografinin toplamından oluşur.
– “Şiirler
Tarihi kimliği hakkında hiçbir şey bilinmeyen yaşadığı dahi tartışmalı olan Laura’ya olan aşkını anlatan İtalyanca şiirlerini içerir. Zaman zaman yeniden gözden geçirerek yaşamı boyunca genişletmiştir.
-“Kendisinin ve Başka Birçoklarının Bilgisizliği Üzerine”
Dostu Boccaccio’nun tavsiyesiyle yazdığı eseridir. Eleştirmenler tarafından en başarılı çalışması olarak görülür.
-“Africa”
Epik şiirdir. II. Pön Savaşı’nı (İÖ 218-204) konu alır.
-“İyi ve Kötü Talihe Кarşı Çareler”
-“Çoban Şiirleri”
-“Tövbe Mezmurları”
– “Yaşlılık Mektupları”
-“Gelecek Kuşaklara”
Bu mektubunda 1351’e kadarki yaşam öyküsünü anlatır.
-“ Utku Şiirleri”
Not: Yazdıklarını sık sık gözden geçirerek değişiklikler yapması, eserlerinin tarihlendirilmesini zorlaştırır.
Kaynakça:
“ Ortaçağ’dan Yeni Çağ’a Felsefe ve Sanat” Engin Akyürek
“Petrarca’nın Yaşamı ve Yapıtları” Kemal Atakay
“İtalya’da Rönesans Kültürü” Jacob Burckhardt,
“Avrupa’da Rönesans Merkezler ve Çeperler” Peter Burke,
“Petrarca’nın Hümanizmi” Süheyla Öncel,
“Petrarca” Nüzhet Haşim Sinanoğlu,
“Dante ve Petrarca” Murat Uraz